16 Aralık 2013 Pazartesi

Duru Olimpiyatlarda

Geçen sene olimpiyatları karnım burnumda takip etmiştim. Türk sporcuların başarılarıyla gururlanmış göbeğimdeki minik yüzücününde bir gün Olimpiyatlarda gururlandırması için dua etmiştim. Baktım Duru'nun olimpiyatlara katılmasına çok uzun seneler var. Bende duruma el attım. Onu en bildiği spor dalıyla olimpiyatlara katılmış halde fotoğrafladım.


Bal yanak aslında taa anne karnından yüzme şampiyonu ama ben onu burada tramplenle atlarken çekmeyi tercih ettim. Yarın bir gün belki başka bir spor dalından madalyasını almış halde fotoğraflayabilirim. Fotoğrafı çekerken mavi desenli çarşafı tramplene paralel olarak kullansaydım sanırım daha güzel olacaktı ama Duru'yu uyandırmaya kıyamadım. 

Herkese neşeli günler...

11 Aralık 2013 Çarşamba

minik kelebek


Fotoğrafı Son anda çekmeye karar verdiğim için çok düzenli bir resim olmadı. Henüz yeni yıkanmış ama ütü yapılmamış çarşaf buruşuk karışık görünüyor. Duru etraf düzenlenecekken uyandığı için fotoğraf o uyanık haldeyken çekildi. Benim tatlı kelebeğim burada dört aylık. Blogda daha önce çektiğim fotoğrafları yayınladığımı tekrar belirtmek istiyorum. Kullandıklarım iki adet yazma, bir yeşil tişört, 4 adet bebek badisi. herkese tatlı günler.

7 Aralık 2013 Cumartesi

Ben bir garip Keloğlanım


1 Yıl gibi kısa sürecek fotoğraf maceramız kaldığı yerden devam ediyor. Bu sefer çocukluğumuzda büyük bir yer edinen, herkesin oldukça sevdiği,melodisi kulaklarımızdan gitmeyen sevimli bir halk kahramanına yer veriyorum blogda. Keloğlan! Yamalı şalvarı ve elinden hiç düşürmediği çıkınıyla karşınızda.

Videoyu dinlerken Rüştü Asyalı amcamıza selam yollamayı unutmuyoruz :)


Fotoğrafta kullandıklarım: Siyah bir erkek çorabı, 3 adet kazak, 1 atkı, yama yapmak için elektrik bandı ve kırmızı bir kumaş parçası, kahverengi bir elbise, yastık kılıfı. Durunun üzerindekilerde her bebekte muhakkak bulunan,tulum, yün yelek ve patik.

30 Kasım 2013 Cumartesi

Askıda bebek


Askıda bebek fotoğrafının aslı Adele Enersen bacıma ait olsa da fikri çok sempatik bulduğum için bende yayınlıyorum. Bu fotoğraf aslının Bal yanaklı Duru tarafından icra edilmiş hali. Kullandıklarım gene her evde bulunabilecek basit eşyalar. Ethernet kablosu, silikon elyaflar ve bebek giysileri. Tatlı düşler.

26 Kasım 2013 Salı

bebek balerin


Duru bu fotoğrafta henüz 3 aylık. Eylül ayı İzmir için oldukça sıcak olduğundan üzerinde sadece çıtçıtlı bir badi var. Tütüyü ablam yani Duru'nun halası hediye etti. Her şeyini kendi elleriyle hazırlamış. Sırf bu kadarla kalsa iyi. Birde yünden denizkızı kıyafeti yapmış ki dillere destan. Denizkızı kıyafetli fotoğraflarını ileride yayınlarım.
Fotoğrafta kullandıklarım her zamanki gibi basit eşyalar. 50lerden  kalma kırmızı bir palto, kırmızı bir elbise ve oyuncaklar. Hepsi bu. Tüm hayallerinizin gerçek olması dileğiyle.

18 Kasım 2013 Pazartesi

Aya ayak basan ilk Türk

Aya ayak basan ilk insan olan Neil Armstrong'a selam çakan sevimli bir fotoğrafla yeniden karşınızdayım. Ne demişti  20 Temmuz 1969 tarihinde Apollo 11 ile yaptığı ay yolculuğunda:

[Bir] insan için küçük, insanlık için dev bir adım.

That's one small step for [a] man, one giant leap for mankind.
orijinal ses kaydı – .wav 260 kb

 “Peşinden gidebilecek kadar cesaretiniz varsa, bütün rüyalarınız gerçek olabilir.” demiş W.Disney. Gün gelir belki minik kızım %100 Türk malı olan bir uzay gemisi ile Aya ayak basar ve şanlı bayrağımızı göndere çeker.



Fotoğrafı çekerken kullandıklarım, her zamanki gibi evde bulunabilecek basit eşyalar. Nohut bebek battaniyesi, beyaz kağıt, dondurma kutusu, ethernet kablosu ve boya fırçası. Hayallerinizin gerçek olacağı tatlı günler diliyorum.

15 Kasım 2013 Cuma

Bebek tavşan

Bir çoğunuz Adele Enerson'un tatlı bebişi Mila için hazırladığı blogu ve onun yaratıcı fotoğraflarını biliyor olmalısınız. Adele, kızının uyuyan halini kılıç kullanan bir şövalyeye benzetince bunu fotoğraflamaya karar vermiş. Sonrasında bu bir fotoğraf projesine dönmüş. Öyle beğenilmiş ki bu proje ve blog, bir kitabı bile yayımlanmış. Benimki Duru daha 3 aylıkken hitler bıyıklı fotoğrafını çekmemle başladı. Şimdi ise Adele ve tatlı Mila'dan ilham alarak çektiğim uyku fotoğraflarını yayınlamaya başlıyorum.


İlk fotoğrafta kullandıklarım oldukça basit. Turuncu- yeşil keçeler , kulakları ve ponpon kuyruğu için beyaz külotlu çorap ve beyaz bir tulum. Önce zemine keçeden kestiğim havuçları yerleştirdim.  Duru kızımı kafasında külotlu çorapla uyutup, yatağa koyarak çektim. Tabii minik poposuna koyduğum külotlu çorabı da unutmamak lazım. Bu ponpon kuyruk gibi durmasını sağladı. Sonuç oldukça sevimli. Hepinize tatlı günler. Kızım kadar.

10 Kasım 2013 Pazar

Küçük Ninja Duru

Bu videoyu Duru üç aylıkken parçalar halinde çekmiştik. Birleştirirken çoğu görsel kırpıldı, başka videolardan eklemeler yapıldı ve ortaya bu çıktı.Arka plan seslerinin tamamını kısmış olmasam oldukça bol kahkahalar attığımızı duyabilirdiniz. Aslında yeni doğan zıbınından bozma, beyaz ninja kıyafetleri üzerindeyken küçük bir pırt sesi yakalayabilseydim, videonun sonuna görmüş olduğunuz fotoğrafı değil onu ekleyecektim ama maalesef mümkün olmadı. belkide böylesi daha iyi olmuştur. Aksi halde kızım büyüyüp okul çağına geldiğinde bu onun için kabusa dönebilirdi. sözü fazla uzatmadan,karşınızda eye of the tiger müziği eşliğinde küçük ninja Duru 


Kill Bill Vol 3


Minik meleğim henüz 3 aylıkken sarı tulumuyla etrafa şaşkın şaşkın bakıyordu. Bu sırada köşede duran elektrik bandını kullanarak eğlenceli birşeyler yapmaya karar verdim. Durunun Tulumuna siyah bant çekmek hiç zor olmadı. Sonrasında meşhur Vine videolarından birini denemek için tatlı kocimden yardım aldım. Sanırım bu üçümüz içinde ilk ve son olacak. Ne zor imiş yahu. Müziği ayarla, bebeği ayarla, görüntüyü ayarla... Olmaz olamaz. İlk ve son Vine denememizi küçük şirin bir fotoğrafla tamamladık. Kill Bill serisine selam çakan görüntüleriyle Duru karşınızda.




7 Kasım 2013 Perşembe

Duru müzik dinliyor!



Hamileyken müzik bebeğin zihinsel gelişimine katkıda bulunuyor dedikleri  için her ne kadar sıkılsam da bol bol klasik müzik dinledim. Ama söylemem gerekli ki kendi zevklerimden de vazgeçemedim. Yudum yudum içer gibi hastası olduğum AC/DC grubundan da günde 1-2 parça dinledim. ne yalan söyleyeyim, yaptım.
Geçen hafta annemin arabasıyla misafirlikten dönerken, Duru ağlamaya başladığında ne yapsak susması mümkün olmadı. Kucağa almalar, pışpışlamalar, altı temizdi ve karnı toktu. Yani ağlaması için bir sebebi de olmaması gerekiyordu. Ama o bir bebekti ve ağlıyordu. Bu kısımda benim ortanca kardeşim dahiyane bir çözüm sundu: Müzik! Muhtemelen klasik müzik, hiç olmadı rock müzik onu sakinleştirecekti ama hiçte umduğumuz gibi olmadı. Küçük hanım radyo kanallarını gezerken Ankara'lı Turgut'un "Angaranın dagları daa büklüm büklüüm yollarııı" şarkısını duyunca bir anda susuverdi. Bu şu demek oluyordu sayın seyirciler. Kızım zevksiz olacak! Allahım Allahım!
Fotoğraf sizde cani anne imajı uyandırmasın Duru burada Müzik falan dinlemiyor. Minik kulaklarına zarar vereceğimden korktuğum için sadece kulaklığı takmakla yetindim. Her yeni şeye olduğu gibi buna da şaşırdı ama bu sefer sakin ve şaşkın karşılamak yerine, feryadı bastı. Susmasını sağlamak için kulaklığı çıkarıp kocaman sarılmak yetti bile.  Tüm bu olan bitenden sonra tatlı bir gülümseme vardı suratında.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Küçük tavşan

Geçen gün elimizde yoğururken minik hanımı, kafasına külotlu çoraplarından birini geçiriverdik. Zaten sevimliliğiyle bizi kendine hayran bırakıyorken bu hali bizi bizden aldı. Parçalıcam ,yicem, ham yapıcam, ısırıcam, koparıcam diye diye bi hal olduk. Sanırım şiddet içerikli kelimeleri sevgi cümleleriyle harmanlayan bizim kadar garip millet yoktur. Kendisi böyle şaşkın şaşkın bakınırken etrafında zıplayan garip ebevynlerine, biz hemen denklanşöre asıldık. Ortaya böylesi masum, böylesi sevimli bir fotoğraf çıktı. İleride bu bloga baktığında annemde beni ne hallere sokmuş be! diyerek gülümseyecektir muhakkak. Ama cidden bunları yaparken kesinlikle onu rahatsız etmiyoruz. Hitler bıyığında olduğu gibi minicik bir dokunuşla görünümünü değiştiriyor sonrasında bu tatlı anı fotoğraflıyoruz.
Şimdilik hoşçakalın.

30 Ekim 2013 Çarşamba

nasıl başladım?

Duru dünyaya merhaba diyeli 4 ay oluyor. Hamilelik boyu bin bir çeşit korkuya kapılırken onu kucağıma aldığım ilk an hepsi gidiverdi aklımdan. Sanki bunca yıllık ömrümü onun için yaşamışım, sanki ben sadece onun için var olmuşum gibi hissediyorum artık.Ondan öncesi yok. Herşey onunla başladı. Doğumdan itibaren her mimiği her hareketiyle bizi kendine hayran bırakan bu minik canlı, ömrümüze ömür, neşemize neşe kattı. Hal böyle olunca da her anını ölümsüzleştirmek sevdasına düştük. Fırsatını bulduğumuz her an denklanşöre bastık, kayda aldık ve hep dua ettik onun nazarlardan korunması için.
Bir gün babası saçını tatarken ben küçük bir kumaş parçasından bıyık yapınca tıpkı Hitler'e benzedi. Oldukça sevimli ve şaşkın görünüyordu. İlk buradan ve bu fotoğrafla başladık. Sonrasını hep beraber göreceğiz.